Hüzünlenir Ağlamazsın Gurbetin Bayramında!

Hüzünlenir Ağlamazsın Gurbetin Bayramında!

Bayram denilince aklımıza ilk gelen şeyler arasında, ailemizle birlikte olmak, ayni masa etrafında aile olduğumuzu hatırlamak, akrabalarımızı ziyaret etmek, insanları sevmek ve sevdiklerimizle coşkulu bir şekilde bayramı kutlamak gelir.
Bayramlarda hayatin monoton temposundan tamamen uzaklaşıp ihmal ettiğimiz, yitirdiğimiz değerlere yeniden dönmenin onları hatırlamanın ve birlikte olmanın hazzını ve mutluluğunu yaşarız.
Tüm bunlar gerçekleşirken yaşadığımız bu duygu bize benzer anları/anıları hatırlatır ve çocukluğumuzdan bu yana geçirmiş olduğumuz bayramlar bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçerken, hiç farkına dahi varmadan “ah nerede o eski bayramlar” diye mırıldanarak içimizden gecen o duygunun kelimeye dönüştüğü anı yaşarız. Her defasında çocukluğumuzda veya gençliğimizde yaşadığımız bayramların çok daha farklı olduğunu dile getiririz.
Halbuki bayramlar hep aynıdır, değişmez.
Değişen ise bizim özlem duyduğumuz bir önceki bayramlar değil, o bayramlarda aramızda olanların bu bayramda aramızda olmamasıdır.
İşte bu yüzden eksikmiş gibi hissederiz ve tanımlayamadığımız o duyguyu bu şekilde telaffuz ederiz.
O eski bayramlar derken orada, dedelerimiz, ninelerimiz, belki bugün hayatta olmayan anne ve babalarımız,, kısacası hiç kayıp vermemiş, hayatın gerçek yüzüyle henüz karşılaşmamız çocukluğumuz var. Onlardan aldığımız sevgilerle geçirdiğimiz bayramlarımız var. Bizlere hazırlanan o kocaman bayram sofraları etrafında bizlere bıraktıkları sevgi mirasları var.
Dolaysıyla bu vesileyle eski bayramlara karsı duyduğumuz özlem ve hasretin yerli ve hâkli sebeplerinin olduğunu idrak ediyoruz.
Bu bahsettiklerimizin ötesinde çok daha uzaklarda yaşanılan bayramlar var ki, işte o bayramlarda bir taraftan insanın yüzünde tebessüm oluşurken diğer taraftan ise kalbin özlemle dolar hüzünlenirsin fakat ağlayamazsın.
Kader yazgıları doğduğu topraklarda olmayıp ana vatanlarından binlerce kilometre uzaklıkta yaşayan biz gurbetçilerin bayramları..
Altmış yılı askın bir sure önce umutlarını ceplerine, küçücük tahta bavullarına sığdırıp Haydarpaşa garından trene binerek gurbete gelen insanımızın bayramları..

Eminim ki onların bayramları hiçte kolay geçmedi. Onlar en zor olanı başararak bulundukları ülkelerde hep tutunmaya çalıştılar ve sonrasında bunu başardılar da.
Biran önce sevdiklerine kavuşabilme düşüncesi ile bayram seyran demeden çalıştılar. Niyetleri biraz para biriktirip geri dönmek idi. O yüzden valizlerini hep kapının arkasında hazır beklettiler. Ve sonra onlar sevdiklerine gidemeyince sevdiklerini buraya getirterek büyük aile olmaya, yani yaşadıkları topraklarda kök salmaya başladılar. Ana yurtlarından uzakta geçirdikleri her bayramın hüznünü, burukluğunu yüreklerine kazıyarak hayatlarına devam ettiler.
Kat ettikleri onca yol sonunda ise şimdi kendilerinin inşa ettikleri o muhteşem Camilerde büyük bir gururla bayram namazlarında buluşup kocaman aileleri ile bayramı daha tadında ve güzel kutluyorlar/kutluyoruz evet..
Ama yine de gurbette olmanın vermiş olduğu bir hüzün var bizim bayramlarımızda, hep eksik hissederiz bir şekilde..
Ben bu bayramın tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, hepinizin sevdikleriniz ile birlikte daha nice sağlıklı, mutlu ve neşe dolu bayramlar geçirmesini tüm kalbimle diliyorum.


‘’Bir derin yaradır bağlayamazsın
Damla damla dolar çağlayamazsın
Yutkunur yutkunur ağlayamazsın
Kor olur gurbette bayram sabahı’’ (Hakki Şener)


Sevgiyle kalınız,

Saadet Koral

Arama Yap
Ara
Kategoriler
Yazıyı Paylaş!

Gel Birlikte Yürüyelim!

"Sen yürümeye başlayınca yol kendiliğinden görünür" Hz. Mevlana